اَلْمُلَّةُ [el-mullet] (mîm’in zammıyla) Dikişin ibtidâ çatısına denir ki ilme ve ilinti taʹbîr olunur; yukâlu: اَلثَّوْبُ عَلَى الْمُلَّةِ أَيِ الْخِيَاطَةِ الْأُولَى
اَلْمَلَلُ [el-melel] (fethateynle) ve
اَلْمَلَّةُ [el-mellet] (غَلَّةٌ [ġallet] vezninde) ve
اَلْمَلَالَةُ [el-melâlet] ve
اَلْمَلَالُ [el-melâl] (mîm’lerin fethiyle) Usanmak maʹnâsınadır; tekûlu: مَلِلْتُهُ وَمَلِلْتُ مِنْهُ مَلَلًا وَمَلَّةً وَمَلَالَةً وَمَلَالًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا سَئِمْتَهُ
اَلْمِلَّةُ [el-millet] (mîm’in kesriyle) Dîn ve şerîʹate ıtlâk olunur; أَمْلَلْتُ الْكِتَابَ mâddesinden me΄hûzdur; yukâlu: مِلَّةُ إِبْرَاهِيمَ خَيْرُ الْمِلَلِ أَيْ شَرِيعَتُهُ وَدِينُهُ Esâs’ta Zemaḣşerî dedi ki مِلَّةٌ [millet] tarîk-i meslûke maʹnâsınadır; dîn ve şerîʹat şâh-râh-ı müstakîm olmakla onunla tesmiye olundu. Ve
مِلَّةٌ [millet] Diyet ve hûn-bahâ maʹnâsınadır; yukâlu: أَخَذَ مِلَّتَهُ أَيْ دِيَتَهُ
اَلْمَلَّةُ [el-mellet] (mîm’in fethi ve lâm’ın teşdîdiyle) Kezâlik kasâvet çekmek.
اَلْمِلَّةُ [el-millet] (mîm’in kesriyle) Dîne ve şerîʹate ıtlâk olunur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı