اَلْمَوْقِرُ [el-mevḵir] (مَجْلِسٌ [meclis] vezninde) Dağ eteğinde olan düz ve mülâyim yere denir; tekûlu: نَزَلْنَا الْمَوْقِرَ وَهُوَ الْمَوْضِعُ السَّهْلُ عِنْدَ سَفْحِ الْجَبَلِ
اَلْمُوقَرُ [el-mûḵar] (مُكْرَمٌ [mukrem] vezninde) Haml-i sakîli olan adama denir; yukâlu: رَجُلٌ مُوقَرٌ أَيْ ذُو وِقْرٍ ثَقِيلٍ
اَلْمُوَقَّرُ [el-muvaḵḵar] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) Şol adama denir ki zâtında ʹâkil ve dirâyet-mend olup takallübât-ı dehr dahi kendisini gûnâgûn tecârîble hakâyık-ı râz-nâme-i rûzgâra âgâh eylemiş ola; yukâlu: رَجُلٌ مُوَقَّرٌ أَيْ مُجَرَّبٌ عَاقِلٌ قَدْ حَنَّكَتْهُ الدُّهُورُ Ve
مُوَقَّرٌ [Muvaḵḵar] Arz-ı Belḵâ’da Dimaşḵ aʹmâlinden bir mevziʹ adıdır.
اَلْمُوقِرَةُ [el-mûḵiret] (مُحْسِنَةٌ [muḩsinet] vezninde) ve
اَلْمُوقَرَةُ [el-mûḵaret] (مُكْرَمَةٌ [mukremet] vezninde) ve
اَلْمُوقِرُ [el-mûḵir] (مُحْسِنٌ [muḩsin] vezninde) ve
اَلْمُوَقَّرَةُ [el-muvaḵḵarat] (مُعَظَّمَةٌ [muʹażżamet] vezninde) ve
اَلْمِيقَارُ [el-mîḵâr] (مِحْرَابٌ [miḩrâb] vezninde) ve
اَلْمُوقَرُ [el-mûḵar] (مُكَرْمٌ [mukrem] vezninde ve bu şâzdır) Meyvesi firâvân olup şâhları ağırlaşmış hurmâ ağacına vasf olur. مِيقَارٌ [mîḵâr]ın cemʹi مَوَاقِرُ [mevâḵir]dir.
اَلْمُوَقَّرُ [el-muvaḵḵar] (mîm’in zammıyla ve ḵâf’ın fethi ve teşdîdiyle) Mücerreb olan kimse; yukâlu: رَجُلٌ مُوَقَّرٌ أَيْ مُجَرَّبٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı