اَلنَّجَادَةُ [en-necâdet] (سَعَادَةٌ [saʹâdet] vezninde) ve
اَلنَّجْدَةُ [en-necdet] (سَجْدَةٌ [secdet] vezninde) Vech-i mezkûr üzere dilîr ve bahâdır olmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَجُدَ الرَّجُلُ نَجَادَةً وَنَجْدَةً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ إِذَا كَانَ نَجِيدًا
اَلنُّجْدَةُ [en-nucdet] (nûn’un zammıyla ve cîm’in sükûnuyla) نَجِيدٌ [necîd]in cemʹidir kezâlik bahâdırlar maʹnâsına. Ve نُجُودٌ [nucûd]un dahi cemʹi gelir yaban hımârları maʹnâsına.
اَلنَّجْدَةُ [en-necdet] (nûn’un fethi ve cîm’in sükûnuyla) Şecâʹat maʹnâsınadır; tekûlu minhu: نَجُدَ الرَّجُلُ مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ Ve
نَجْدَةٌ [necdet] Kuvvet ve kudrete dahi derler; yukâlu: رَجُلٌ ذُو نَجْدَةٍ أَيْ ذُو بَأْسٍ Ve şiddete dahi derler; yukâlu: لَاقَى فُلَانٌ بِنَجْدَةٍ أَيْ بِشِدَّةٍ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı