اَلْهَجَفُ [el-hecef] (fethateynle) Açlıktan karnı sölpüyüp sarkmak maʹnâsınadır; yukâlu: هَجِفَ الرَّجُلُ هَجَفًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا جَاعَ وَاسْتَرْخَى بَطْنُهُ Ve yerde olan nesneler dağılıp saçılmak maʹnâsınadır; tekûlu: هَجِفَتْ أَرْضُنَا أَيْ تَنَاثَرَ مَا فِيهَا
اَلْهِجَفُّ [el-hiceff] (hâ’nın kesri ve cîm’in fethi ve fâ’nın teşdîdiyle) Yaşlı erkek devekuşuna denir, ʹalâ-kavlin taslak ve yakışıksız ve girân-cân adama ve deve kuşuna denir; tekûlu: رَأَيْتُ هِجَفًّا أَيْ ظَلِيمًا مُسِنًّا أَوْ هُوَ الْجَافِي الثَّقِيلُ مِنْهُ وَمِنَّا Ve içerisi geniş ekkâle adama denir.
اَلْهِجَفُّ [el-hiceff] (hâ’nın kesri ve cîm’in fethi ve fâ’nın teşdîdiyle) Mûzî olup sakîl olan, gerek devekuşu olsun gerek insân olsun.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı