اَلْوَحْفُ [el-vaḩf] (vâv’ın fethi ve ḩâ-yı mühmelenin sükûnuyla) Siyâh olup çok ve gür olan saça denir ve fethateynledir; yukâlu: شَعْرٌ وَحْفٌ وَوَحَفٌ أَيْ كَثِيرٌ أَسْوَدُ Ve tüyü çok kuş kanadına denir. Ve
وَحْفٌ [Vaḩf] ʹÂmir b. eṯ-Ṯufeyl nâm kimsenin kılıcı adıdır. Ve suya kanmış gereği gibi tâb u tarâvetli nebâta denir; yukâlu: نَبَاتٌ وَحْفٌ أَيْ رَيَّانُ Ve bir adam yâhûd bir hayvân kendisini yere vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَحَفَ الْبَعِيرُ يَحِفُ وَحْفًا إِذَا ضَرَبَ بِنَفْسِهِ الْأَرْضَ Ve yakın olmak maʹnâsınadır; tekûlu: وَحَفَ مِنَّا أَيْ دَنَا Ve bir kimseyi özleyip ona nezîl ve mihmân olmak maʹnâsınadır; tekûlu: وَحَفَ إِلَيْنَا أَيْ قَصَدَنَا وَنَزَلَ بِنَا Ve sürʹat eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: وَحَفَ إِلَيْهِ إِذَا أَسْرَعَ
اَلْوَحَفُ [el-veḩaf] (fethateynle) Kezâlik çok ota derler.
اَلْوَحْفُ [el-vaḩf] (vâv’ın fethi ve ḩâ’nın sükûnuyla) Çok ot, nebâtât-ı kesîre maʹnâsına; yukâlu: عُشْبٌ وَحْفٌ أَيْ كَثِيرٌ حَسَنٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı