el-verek ~ اَلْوَرَكُ

Kamus-ı Muhit - الورك maddesi

اَلْوَرَكُ [el-verek] (fethateynle) Bir adamın kıynağı büyük olmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَرِكَتِ الْمَرْأَةُ وَرَكًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا عَظُمَتْ وَرِكُهُ

اَلْوُرْكُ [el-vurk] (vâv’ın zammıyla ve zammeteynle) وَارِكٌ [vârik]in cemʹidir ki zikr olundu.

اَلْوِرْكُ [el-virk] (vâv’ın kesriyle) Yayın kiriş geçirecek cânibine denir. Ve ağacın وَرِكٌ [verik]inden yaʹnî köküne karîb yerinden düzülmüş masnûʹ olan yaya denir.

اَلْوَرْكُ [el-verk] (vâv’ın fethi ve kesriyle) ve

اَلْوَرِكُ [el-verik] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Bedende uyluğun üst tarafına denir ki uca ve kemiğine uca kemiği denir, iki taraflı olur, ikisine وَرِكَانِ [verikân] denir, lahm ve şahmıyla Türkîde kıynak taʹbîr olunur ki ʹArabîde اَلْيَةٌ [elyet] denir ve Fârisîde sürûn denir. Ve bu mü΄ennestir, cemʹi أَوْرَاكٌ [evrâk]tır; ve minhu yukâlu: اَلْقَوْمُ عَلَي وَرِكٍ وَاحِدٍ أَيْ مُتَّفِقٌ كَمَا يُقَالُ سَاقٌ وَاحِدٌ

Vankulu Lugatı - الورك maddesi

اَلْوُرَكُ [el-vurek] (vâv’ın zammı ve râ’nın fethi ile) Cemʹi, zikr olunan zînetler maʹnâsına.

اَلْوَرِكُ [el-verik] (vâv’ın fethi ve râ’nın kesriyle) Uyluğun üstü, mâ-fevka’l-fehiz maʹnâsına. Ve وَرِكٌ [verik] lafzı mü΄ennestir. Ve gâh olur tahfîf olunup وَرْكٌ [verk] derler râ’nın sükûnuyla فَخِذٌ [feḣiž]le فَخْذٌ [faḣž] gibi. Ve gâh olur ثَنَى وَرِكَهُ فَنَزَلَ derler, “Ayağın büküp attan indi” maʹnâsına.

اَلْوَرْكُ [el-verk] (vâv’ın fethi ve râ’nın sükûnu ile) Bir nesneyi وَرِكٌ [verik]in mukâbilesinde almak; tekûlu: وَرَكْتُهُ وَرْكًا إِذَا جَعَلْتَهُ حِيَالَ وَرِكِكَ Ve bu Ebû ʹUbeyd rivâyetidir ki Muṡannef’inde îrâd etmiştir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı