اَلْأَلْوَةُ [el-elvet] (hemzenin harekât-ı selâsı ve lâm’ın sükûnuyla) ve
اَلْأَلِيَّا [el-eliyyâ] (hemzenin fethi ve yâ’nın teşdîdiyle ki aslı أَلِيَّةٌ [eliyyet]tir) Bunlar da ant ve yemîn maʹnâsınadır; yukâlu: عَلَيْهِ أَلِيَّةٌ فِي كَذَا وَأَلْوَةٌ وَأَلِيَّا أَيْ يَمِينٌ
اَلْأُلُوَّةُ [el-uluvvet] ve
اَلْأُلُوُّ [el-uluvv] (zammeteynle ve teşdîd-i vâv ile) ve
اَلْإِلِيَّةُ [el-iliyyet] (kesreteynle) Bunlar da ʹûd ağacına denir; cemʹleri أَلَاوِيَةٌ [elâviyet]tir, أَثَافِيَةٌ [ešamp;âfiyet] vezninde.
اَلْأُلْوَةُ [el-ulvet] (hemzenin zammı ve lâm’ın sükûnuyla) Bi-maʹnâhâ.
اَلْأَلُوَّةُ [el-eluvvet] (hemzenin fethi ve lâm’ın zammı ve vâv’ın teşdîdiyle) ʹÛd ağacı demekle maʹrûf ağaçtır ki onunla buhûr ederler.
اَلْأَلْوَةُ [el-elvet] (hemzenin fethi ve lâm’ın sükûnu ile) Kezâlik yemîn maʹnâsına.
اَلْأُلُوَّةُ [el-uluvvet] (zammeteynle ve vâv’ın teşdîdiyle) Bi-maʹnâhâ lügatun fîhâ. Ve Aṡmaʹî eyitti: Bu Fârisî-i muʹarrebdir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı