el-iżżihâr ~ اَلْإِظِّهَارُ

Kamus-ı Muhit - الإظهار maddesi

اَلْإِظِّهَارُ [el-iżżihâr] (hemzenin ve żâ-yı müşeddedenin kesriyle إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Bu dahi bir nesneye mübâlât eylemeyip nesyen mensiyyen terk ve ihmâl eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: إِظَّهَرَ فُلاَنٌ حَاجَتِي بِمَعْنَى ظَهَرَهَا

اَلْإِظْهَارُ [el-iżhâr] (hemzenin kesriyle) تَظْهِيرٌ [tażhîr] ile maʹnâ-yı evvelde mürâdiftir; tekûlu: أَظْهَرَ حَاجَتِي أَيْ جَعَلَهَا بِظَهْرٍ Ve bir nesneyi ʹayân ve âşikâre kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَظْهَرَ الشَّيْءَ إِذَا بَيَّنَهُ Ve ظَهِيرَةٌ [żahîret] vaktine girmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَظْهَرَ الْقَوْمُ إِذَا دَخَلُوا فِي الظَّهِيرَةِ Ve ظَهِيرَةٌ [żahîret] vaktinde gezmek ve bir semte gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَظْهَرَ الْقَوْمُ إِذَا سَارُوا فِي الظَّهِيرَةِ Ve ezberden okumak maʹnâsınadır; tekûlu: أَظْهَرْتُ عَلَى الْقُرْآنِ وَأَظْهَرْتُهُ إِذَا قَرَأْتَهُ عَلَى ظَهْرِ لِسَانِكَ وَيُقَالُ حَمَلَ فُلاَنٌ اَلْقُرْآنَ عَلَى ظَهْرِ لِسَانِهِ كَمَا يُقَالُ حَفِظَهُ عَلَى ظَهْرِ قَلْبِهِ

Vankulu Lugatı - الإظهار maddesi

اَلْإِظْهَارُ [el-iżhâr] (hemzenin kesriyle) ʹÂlî kılmak maʹnâsına; tekûlu: أَظْهَرْتُ بِفُلَانٍ أَيْ أَعْلَيْتُ بِهِ Ve gâlib kılmak maʹnâsına da gelir; yukâlu: أَظْهَرَهُ اللهُ تَعَالَى عَلَى عَدُوِّهِ Ve

إِظْهَارٌ [iżhâr] ظُهْرٌ [żuhr] vaktine dâhil olmağa dahi derler; yukâlu: أَظْهَرْنَا أَيْ سِرْنَا فِي وَقْتِ الظُّهْرِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı