اَلْإِظْنَانُ [el-iżnân] (hemzenin kesriyle) Bir adama töhmet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَظَنَّهُ إِذَا اتَّهَمَهُ Ve bir adamı ʹurza-i töhmek kılmak maʹnâsınadır ki kendisine gelen töhmete onu karşı tutup onu töhmetli çıkarmaktan ʹibârettir; tekûlu: أَظْنَنْتُهُ أَيْ عَرَّضْتُهُ لِلتُّهَمَةِ
اَلْإِظِّنَانُ [el-iżżinân] (teşdîd-i żâ’yla إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Bir adamı töhmetli kılmak maʹnâsınadır; ve minhu kavlu İbn Sîrîn: لَمْ يَكُنْ عَلِيٌّ كَرَّمَ اللهُ وَجْهَهُ يُظَّنُّ فِي قَتْلِ عُثْمَانَ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ بِتَشْدِيدِ الظَّاءِ وَعَلَى زِنَةِ الْمَجْهُولِ Aslı يُظْنَنُ idi, tâ΄ ṯâ’ya kalb olunduktan sonra żâ’ya nakl ve idgâm olundu. Burada يُفْتَعَلُ مِنْ تَظَنَّنَ nüshaları galattır, savâb olan مِنَ الظَّنِّ olmaktır.
اَلْإِظِّنَانُ [el-iżżinân] (hemzenin ve żâ’nın kesri ve teşdîdiyle) Töhmetli ʹadd etmek.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı