الإِكْلاَءُ [el-iklâ΄] (hemzenin kesriyle) Yerin otu çok olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَكْلَأَتِ الأَرْضُ إِذَا كَثُرَ كَلَأُهَا Ve bir nesneyi selef ve selem tarîkıyla beyʹ yâhûd icâr eylemek maʹnâsınadır; meselâ mezrûʹu kable’l-idrâk peşin pahasıyla satmak gibi; yukâlu: أَكْلَأَ فِي الطَّعَامِ أَيْ أَسْلَفَ وَأَسْلَمَ Ve ʹömrü nihâyet ve aksâya eriştirmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَكْلَأَ عُمُرَهُ أَيْ أَنْهَاهُ
اَلْإِكْلَاءُ [el-iklâ΄] (hemze’nin kesriyle) Bi-maʹnâhu; yukâlu: أَكْلَأَتِ الْأَرْضُ إِذَا كَانَتْ ذَاتَ كَلَإٍ Ve
إِكْلَاءٌ [iklâ΄] Selef vermeğe dahi derler; tekûlu: أَكْلَأْتُ فِي الطَّعَامِ إِكْلَاءً إِذَا أَسْلَفْتَ فِيهِ Ve
إِكْلَاءٌ [iklâ΄] Geri bakmağa dahi derler; tekûlu: أَكْلَأْتُ بَصَرِي فِي الشَّيْءِ إِذَا رَدَّدْتَهُ فِيهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı