el-ekelet ~ اَلْأَكَلَةُ

Kamus-ı Muhit - الأكلة maddesi

اَلْأَكْلَةُ [el-eklet] (ضَرْبَةٌ [ḋarbet] vezninde) Binâ-i merredir, bir kerre yemek maʹnâsınadır; tekûlu: أَكَلْتُهُ أَكْلَةً أَيْ مَرَّةً

اَلْأَكِلَةُ [el-ekilet] (فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde) Bu dahi giciğe denir. Ve bir maraz ismidir ki ʹârız olduğu ʹuzvu tedrîcle ekl ve mahv eder, halk beyninde آكِلَةٌ [âkilet] marazı dedikleridir; yukâlu: وَقَعَتْ فِي رِجْلِهِ أَكِلَةٌ وَهِيَ دَاءٌ فِي الْعُضْوِ يَأْتَكِلُ مِنْهُ Ve

أَكِلَةٌ [ekilet] Şol nâkaya denir ki karnında veledi tüylenmekle beri öte içerisi sürtünüp gicişir ola.

اَلْأُكَلَةُ [el-ukelet] (هُمَزَةٌ [humezet] vezninde) ve

اَلْأَكِيلُ [el-ekîl] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve

اَلْأَكُولُ [el-ekûl] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Yiyegen pür-hor adama denir; yukâlu: رَجُلٌ أُكَلَةٌ وَأَكِيلٌ وَأَكُولٌ أَيْ كَثِيرُ الْأَكْلِ

Vankulu Lugatı - الأكلة maddesi

اَلْأَكَلَةُ [el-ekelet] (fethateynle) آكِلٌ [âkil]in cemʹi كَافِرٌ [kâfir]le كَفَرَةٌ [keferet] gibi. Ve ʹArabların “هُمْ أَكَلَةُ رَأْسٍ” dedikleri maʹnâ-yı kılleti işʹâr içindir, yaʹnî onlar kalîldir, re΄s-i vâhid onları işbâʹda kifâyet eder.

اَلْأَكْلَةُ [el-eklet] (hemzenin fethi vekâf’ın sükûnuyla) Bir kerre yemek, tâ doyuncaya değin.

اَلْأَكِلَةُ [el-ekilet] (hemzenin fethi vekâf’ın kesriyle) Karnında veledi tüylenmeğin zahmet çeken nâka.

اَلْأُكْلَةُ [el-uklet] (hemzenin zammı ve kâf’ın sükûnuyla) Bir lokma; tekûlu: أَكَلْتُ أُكْلَةً وَاحِدَةً أَيْ لُقْمَةً Ve

أُكْلَةٌ [uklet] قُرْصَةٌ [ḵurṡat] dedikleri ekmeğe dahi derler. Ve

أُكْلَةٌ [uklet] Mutlakan yiyecek nesneye dahi derler, hûreş maʹnâsına; yukâlu: هَذَا الشَّيْءُ أُكْلَةٌ لَكَ أَيْ طُعْمَةٌ لَكَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı