اَلْأَكِمَّةُ [el-ekimmet] (hemzenin fethi ve kâf’ın kesriyle) كِمَامٌ [kimâm] lafzının cemʹidir ki zikr olundu. Bu münâsebetle atların yem torbalarına ıtlâk olunur.
اَلْأَكَمَةُ [el-ekemet] (fetehâtla) Cins-i vâhid taşlıktan olan yüksek tepeye denir ki yığın olmaya, ʹalâ-kavlin dağdan alçak tepeye denir yâhûd etrâfından pek yüksek olan yere ve bayıra denir ki toprağı galîz olup lâkin gılzatte taş derecesine bâlig olmaya;cemʹi أَكَمٌ [ekem] gelir fethateynle ve أُكُمٌ [ukum] gelir zammeteynle ve آكُمٌ [âkum] gelir, أجْبُلٌ [ecbul] vezninde ve إِكَامٌ [ikâm] gelir, جِبَالٌ [cibâl] vezninde ve آكَامٌ [âkâm] gelir, أَجْبَالٌ [ecbâl] vezninde. Ve
أَكَمَةٌ [Ekemet] Ṯayyi΄ kabîlesi yurdunda Ece΄ nâm dağın hadabâtından bir هَضْبَةٌ [haḋbet] adıdır. Ve Ḩâcir kurbünde bir mevziʹ adıdır ki Ekemetu’l-ʹİşriḵ demekle müteʹâreftir.
اَلْأَكِمَّةُ [el-ekimmet] (hemzenin fethi vekâf’ın kesri ve mîm’in teşdîdiyle) Kezâlik كِمٌّ [kimm]in cemʹi.
اَلْأَكَمَةُ [el-ekemet] (fethateynle) Kiçirek tepe, püşte maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı