اَلْبَيُونُ [el-beyûn] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) بَائِنٌ [bâ΄in] gibi dibi derin geniş kuyuya denir; yukâlu: بِئْرٌ بَائِنٌ وَبَيُونٌ أَيِ الْبَعِيدَةُ الْقَعْرِ الْوَاسِعَةُ
اَلْبَيُونُ [el-beyûn] (bâ’nın fethi ve yâ’nın zammı ve meddiyle) Bi-maʹnâhu. Ve zikr olunan kuyuya بَيُونٌ [beyûn] ve بَائِنَةٌ [bâ΄inet] derler, zîrâ kuyuya salınan ip bu takdîrce kuyunun dîvârından ırak olur, vüsʹatinden ötürü.
اَلْبُيُونُ [el-buyûn] (zammeteynle) Cemʹi. Ve
بَيْنَ [beyne] Nâhiye maʹnâsına dahi gelir, Ebû ʹAmr rivâyeti üzere.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı