اَلْجِرِيَّةُ [el-ciriyyet] (kesreteyn ve teşdîd-i yâ’yla) ve
اَلْجِرِّيئَةُ [el-cirrî΄et] (kesreteyn ve hemze ile) Kursağa denir; yukâlu: أَلْقَاهُ فِي جِرِيَّتِهِ وَفِي جِرِّيئَتِهِ أَيْ حَوْصَلَتِهِ Hemze ile mehmûzdur.
الْجَرِيئَةُ [el-cerî΄et] (خَطِيئَةٌ [ḣaṯî΄et] vezninde) Şol gömeltiye denir ki onda yırtıcı cânverler şikâr olunur, taştan yapıp kapısı üzere sanʹatla bir büyük taş vazʹ ederler ve gömeltinin nihâyetine tuʹme korlar, cânver içeri girip tuʹmeye yapıştıkta o taş düşüp kapıyı seddeder. Ve جَرِيئَةٌ [cerî΄et]in cemʹi جَرَائِئُ [cerâ΄i΄] gelir hemzeteynle. Ve
جِرِّيئَةٌ [cirrî΄et] Kursağa denir, قَانِصَةٌ [ḵâniṡat] maʹnâsına. Ve boğaza denir, حُلْقُومٌ [ḩulḵûm] maʹnâsına. Niteki جِرِّيَّةٌ [cirriyyet] dahi denir yâ-yı müşeddede ile ki hemze yâ’ya kalb ve idgâm olunmuştur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı