el-cehâz ~ اَلْجَهَازُ

Kamus-ı Muhit - الجهاز maddesi

اَلْجَِهَازُ [el-cihâz - el-cehâz] (cîm’in kesri ve fethiyle) Meyyit ve ʹarûs ve misâfir makûlesinin muhtâc oldukları esbâb ve mühimmâta denir. Cemʹi أَجْهِزَةٌ [echizet] ve cemʹü’l-cemʹi أَجْهِزَاتٌ [echizât] gelir. Ve

جَهَازٌ [cehâz] (cîm’in fethiyle) Râhile üzere olan pâlân ve sâ΄ir esbâba denir. Ve minhu’l-meselu: ḣضَرَبَ فِي جَهَازِهِḢ Nüfûr ve gaybet edip bir dahi ʹavdet eylemeyen hakkında darb olunur. Aslı budur ki deve kısmının edevâtıyla pâlânı sırtından kayıp ayakları aralığına düştükte ondan telâş ve ıztırâbla ürkmekle makdûru mikdârı kaçıp gider. Burada ضَرَبَ kelimesi سَارَ maʹnâsınadır, فِي harfi ضَرَبَ kelimesinin muzammını olan maʹnânın sılasından olmakla سَارَ عَاثِرًا فِي جَهَازِهِ takdîrinde olur. Zemaḣşerî ضَرَبَ قَوَائِمَهُ عِنْدَ النِّفَارِ فِي جِهَازِهِ takdîriyle kayd eylemiştir. Ve

جَهَازٌ [cehâz] Nisvânın fercine ıtlâk olunur.

Vankulu Lugatı - الجهاز maddesi

اَلْجَهَازُ [el-cehâz] (cîm’in fethiyle) Devenin pâlânı ve esbâbı. Ve min emsâlihim: “ضَرَبَ فِي جَهَازِهِ” Ve bunu şol kimse hakkında derler ki gâyib ola ve ʹavdet etmeye. Ve meselin aslı budur ki devenin pâlânı ayakları arasına düştükte ürküp kâdir olduğu yere dek seğirtir.

اَلْجِهَازُ [el-cihâz] (cîm’in kesriyle) Gelin esbâbı, feth-i cîm’le dahi lügattır, metâʹ-ı ʹarûs maʹnâsına. Ve

جِهَازٌ [cihâz] Sefer esbâbına dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı