اَلْجَهِيضُ [el-cehîḋ] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve
اَلْجَهِضُ [el-cehiḋ] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Nâ-tamâm düşmüş olan çocuğa ve yavruya denir, ʹalâ-kavlin hilkati tamâm olup bedenine cân gelmiş düşüğe denir ki yaşamaya; yukâlu: جَاءَتْ بِالْجَهِيضِ وَالْجَهِضِ أَيْ بِالْوَلَدِ السَّقْطِ أَوْ مَا تَمَّ خَلْقُهُ وَنُفِخَ فِيهِ رُوحُهُ مِنْ غَيْرِ أَنْ يَعِيشَ
اَلْجَهْضُ [el-cehḋ] (نَهْضٌ [nehḋ] vezninde) Bir kimseye galebe edip meşgûl ve mukayyed olduğu işten bertaraf eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: جَهَضَ فُلاَنًا عَنِ الْأَمْرِ جَهْضًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا غَلَبَهُ وَنَحَّاهُ عَنْهُ
اَلْجَهْضُ [el-cehḋ] (cîm’in fethi ve hâ’nın sükûnuyla) Bir husûsta galebe etmek; yukâlu: جَهَضَنِي فُلَانٌ وَأَجْهَضَنِي إِذَا غَلَبَكَ عَلَى الشَّيْءِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı