اَلْحَسْرَةُ [el-ḩasret] (ḩâ’nın fethi ve sîn’in sükûnuyla) ve
اَلْحَسَرُ [el-ḩaser] (fethateynle) Fevt olmuş nesneye kemâl-i ârzûdan dirîg ve te΄essüf eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: حَسِرَ الرَّجُلُ عَلَيْهِ حَسْرَةً وَحَسَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا تَلَهَّفَ Ve yorulup fürû-mânde olmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَسِرَ الْبَعِيرُ إِذَا أَعْيَا
اَلْحَسْرُ [el-ḩasr] (ḩâ’nın fethi ve sîn-i mühmelenin sükûnuyla) Mesdûd ve pûşîde olan nesneyi açıp ʹayân eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: حَسَرَ الشَّيْءَ حَسْرًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا كَشَفَهُ ve yukâlu: حَسَرَ كُمَّهُ عَنْ ذِرَاعِهِ وَحَسَرَتِ الْمَرْأَةُ خِمَارَهَا
اَلْحَسْرُ [el-ḩasr] (ḩâ’nın fethi ve sîn’in sükûnuyla) Açmak, keşf maʹnâsına; yukâlu: حَسَرْتُ كُمِّي عَنْ زِرَاعِي أَحْسِرُهُ حَسْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي أَيْ كَشَفْتُ Ve yorulmak maʹnâsına da gelir; أَعْيَا gibi; yukâlu: حَسَرْتُهُ أَنَا حَسْرًا يَتَعَدَّى وَلَا يَتَعَدَّى
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı