اَلْحَطَمُ [el-ḩaṯam] (fethateynle) Devâbb ayağına mahsûs bir ʹillet adıdır.
اَلْحَطِمُ [el-ḩaṯim] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Fî-nefsihi kırılıp ufanır olan şey΄e denir, hatâyî kâgıd ve gevrek nesneler gibi; yukâlu: شَيْءٌ حَطِمٌ أَيْ مُتَكَسِّرٌ فِي نَفْسِهِ
اَلْحَطْمُ [el-ḩaṯm] (ḩâ’nın fethi ve ṯâ’nın sükûnuyla) Kırmak maʹnâsınadır; ʹalâ-kavlin kuru nesneyi kırmağa mahsûstur ki ufatmak olur; yukâlu: حَطَمَهُ حَطْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا كَسَرَهُ أَوْ خَاصٌّ بِالْيَابِسِ
اَلْحَطَمُ [el-ḩaṯam] (fethateynle) Davar yaşlı olmak; yukâlu: حَطِمَتِ الدَّابَّةُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَسَنَّتْ
اَلْحَطِمُ [el-ḩaṯim] (ḩâ’nın fethi ve ṯâ’nın kesriyle) Kendi nefsinden ufanan nesne, mütekessir fî nefsihi maʹnâsına: يُقَالُ لِلْفَرَسِ إِذَا تَهَدَّمَ لِطُولِ عُمُرِهِ حَطِمٌ
اَلْحَطْمُ [el-ḩaṯm] (ḩâ’nın fethi ve ṯâ’nın sükûnuyla) Ufatmak; yukâlu: حَطَمْتُهُ حَطْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا كَسَرْتَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı