اَلْخَثَرُ [el-ḣašamp;er] (fethateynle) Utanmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَثِرَ مِنْهُ خَثَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا اسْتَحْيَا Ve bir adam kavmiyle zahîre getirmeğe bilece gitmeyip obada kalmak maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: خَثِرَ الرَّجُلُ إِذَا أَقَامَ فِي الْحَيِّ وَلَمْ يَخْرُجْ مَعَ الْقَوْمِ إِلَى الْمِيرَةِ
اَلْخَثْرُ [el-ḣašamp;r] (ḣâ’nın fethi ve šamp;â-yı müsellesenin sükûnuyla) ve
اَلْخُثُورُ [el-ḣušamp;ûr] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve
اَلْخَثَارَةُ [el-ḣašamp;âret] (خَسَارَةٌ [ḣasâret] vezninde) ve
اَلْخُثُورَةُ [el-ḣušamp;ûret] (ḣâ’nın zammıyla) ve
اَلْخَثَرَانُ [el-ḣašamp;erân] (طَيَرَانٌ [ṯayerân] vezninde) Süt ve bal makûlesi sıvık nesne kıvâmlanıp ve koyulanıp katılanmak maʹnâsınadır, sütün yoğurt olması gibi; yukâlu: خَثَرَ اللَّبَنُ وَخَثِرَ وَخَثُرَ خَثْرًا وَخُثُورًا وَخَثَارَةً وَخُثُورَةً وَخَثَرَانًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالرَّابِعِ وَالْخَامِسِ إِذَا غَلُظَ Ve miʹde bulanıp gaseyân gelmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: خَثَرَتْ نَفْسُهُ إِذَا غَثَتْ وَاخْتَلَطَتْ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı