el-ḣatn ~ اَلْخَتْنُ

Kamus-ı Muhit - الختن maddesi

اَلْخَتْنُ [el-ḣatn] (ḣâ’nın fethi ve tâ’nın sükûnuyla) Oğlanı ve kızı sünnet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: خَتَنَ الْوَلَدَ خَتْنًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالْأَوَّلِ إِذَا قَطَعَ غُرْلَتَهُ Ve kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: خَتَنَ الشَّيْءَ إِذَا قَطَعَهُ

اَلْخَتَنُ [el-ḣaten] (fethateynle) Bir adamın güveyisine denir dâmâd maʹnâsına, ʹalâ-kavlin bir adamın zevcesi tarafından olan hısımına denir, kayınata ve kayın gibi; cemʹi أَخْتَانٌ [aḣtân], mü΄ennesi خَتَنَةٌ [ḣatnet]tir; yukâlu: هَذَا خَتَنُ فُلَانٍ أَيْ صِهْرُهُ أَوْ هُوَ كُلُّ مَنْ كَانَ مِنْ قِبَلِ الْمَرْأَةِ كَالْأَبِ وَالْأَخِ Mü΄ellif صِهْرٌ [ṡihr]i dâmâd ile ve enişte ile beyân eylemişti. Ve

خَتَنٌ [Ḣaten] Muhaddisînden Muḩammed b. el-Ḩasen el-Esterâbâdî lakabıdır, fukahâ-i Şâfiʹiyye’den Ebû Bekr el-İsmâʹîlî ḣateni olmakla öylece müteʹâref oldu.

Vankulu Lugatı - الختن maddesi

اَلْخَتْنُ [el-ḣatn] (ḣâ’nın fethi ve tâ’nın sükûnuyla) Oğlanı sünnet etmek; tekûlu: خَتَنْتُ الصَّبِيَّ خَتْنًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ

اَلْخَتَنُ [el-ḣaten] (fethateynle) Bir kimsenin zevcesi cânibinden olan akrabâsı, zevcenin babası ve karındaşı gibi meselâ.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı