اَلْخَتَرُ [el-ḣater] (fethateynle) Şol uyuşukluk hâletine denir ki bir mü΄essir devâ yâhûd zehr tenâvül olundukta vücûda ʹârız olur, aʹzâ΄ hiss ve hareketten kalır; yukâlu: بِهِ خَتَرٌ وَهُوَ خَدَرٌ يَحْصُلُ عِنْدَ شُرْبِ دَوَاءٍ أَوْ سَمٍّ
اَلْخَتْرُ [el-ḣatr] (ḣâ’nın fethi ve tâ-yı fevkiyyenin sükûnuyla) ve
اَلْخُتُورُ [el-ḣutûr] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Bir adamı aldayıp gadr ve hayf eylemek, ʹalâ-kavlin akbeh ve eşnaʹ vechile gadr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: خَتَرَهُ خَتْرًا وَخُتُورًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالْأَوَّلِ إِذَا غَدَرَهُ وَخَدَعَهُ أَوْ أَقْبَحَ الْغَدْرَ Ve bir adamın gönlü dönüp miʹdesi bulanmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَتَرَتْ نَفْسُهُ إِذَا خَبُثَتْ وَفَسَدَتْ
اَلْخَتْرُ [el-ḣatr] (ḣâ’nın fethi ve tâ’nın sükûnuyla) Gadr etmek; yukâlu: خَتَرَهُ أَيْ ظَلَمَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı