اَلْخُرْءُ [el-ḣur΄] (ḣâ’nın zammıyla) Necâsete denir, عَذِرَةٌ [ʹažiret] maʹnâsına. Cemʹi خُرُوءٌ [ḣurû΄] gelir, جُنْدٌ [cund] ve جُنُودٌ [cunûd] gibi ve خُرْآنٌ [ḣur΄ân] gelir ḣâ’nın zammıyla.
اَلْخَرْءُ [el-ḣar΄] (ḣâ’nın fethi ve râ’nın sükûnuyla) ve
اَلْخَرَاءَةُ [el-ḣarâ΄et] (كَرَاهَةٌ [kerâhet] vezninde; ḣâ’nın kesriyle de câ΄izdir) ve
اَلْخُرُوءُ [el-ḣurû΄] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Defʹ-i tabîʹî eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: خَرِئَ الرَّجُلُ خَرْءًا وَخَرَاءَةً وَخُرُوءًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا سَلَحَ
اَلْخَرْءُ [el-ḣar΄] (bi’z-zammi ve sukûni’r-râ΄i) Necâset, عَذِرَةٌ [ʹažiret] maʹnâsına; cemʹi اَلْخُرُوءُ [el-ḣurû΄] gelir zammeteynle, mislu: جُنْد [cund] ve جُنُود [cunûd].
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı