اَلْخِطْءُ [el-ḣiṯ΄] (ḣâ’nın kesriyle) Bu dahi ismdir, günâh ve zenb maʹnâsınadır yâhûd ʹamd ile olan günâha denir; yukâlu: فِيهِ خَطِيئَةٌ وَخِطْءٌ أَيْ ذَنْبٌ أَوْ مَا تُعُمِّدَ مِنْهُ Ve
خِطْءٌ [ḣiṯ΄] ve خِطْئَةٌ [ḣiṯ΄et] (ḣâ’ların kesriyle) Masdar olurlar suç eylemek ve günâh işlemek maʹnâsına; yukâlu: خَطِئَ الرَّجُلُ خِطْئًا وَخِطْئَةً أَيْ أَذْنَبَ
اَلْخَطْءُ [el-ḣaṯ΄] (ḣâ’nın fethi ve ṯâ’nın sükûnuyla) ve
اَلْخَطَأُ [el-ḣaṯa΄] (fethateynle) ve
اَلْخَطَاءُ [el-ḣaṯâ΄] (medd ile) Yanlışlık maʹnâsınadır ki savâbın zıddıdır; yukâlu: فِيهِ خَطْأٌ وَخَطَأٌ وَخَطَاءٌ أَيْ ضِدُّ الصَّوَابِ Ve
خَطَأٌ [ḣaṯa΄] (fethateynle) masdar olur, yanılmak maʹnâsına; yukâlu: خَطِئَ الرَّجُلُ خَطَئًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ
اَلْخِطءُ [el-ḣiṯ΄] (ḣâ’nın kesri ve ṯâ’nın sükûnuyla) Günâh ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿إِنَّ قَتْلَهُمْ كَانَ خِطْأً كَبِيرًا﴾ (الإسراء 31) أَيْ إِثْمًا Ve günâh etmek; yukâlu: خَطِئَ يَخْطَأُ خِطْئًا Ve
خِطْأَةٌ [ḣiṯ΄et] ʹalâ-vezni فِعْلَة [fiʹlet])
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı