اَلدِّعْثُ [ed-diʹšamp;] (dâl’ın kesriyle) Bir yerde yâ bir kapta kalan su bakiyyesine denir. Ve kalbde muzmer olan kîn ve hıkd ve ʹadâvet maʹnâsınadır. Cemʹi أَدْعَاثٌ [edʹâšamp;] gelir ve دِعَاثٌ [diʹâšamp;] gelir, dâl’ın kesriyle.
اَلدَّعْثُ [ed-daʹšamp;] (بَعْثٌ [baʹšamp;] vezninde) Vücûda ʹillet ve maraz yenice ʹârız olmak maʹnâsınadır; yukâlu: دُعِثَ الرَّجُلُ دَعْثًا عَلَى بِنَاءِ الْمَفْعُولِ إِذَا ابْتَدَأَ بِهِ الْمَرَضُ Mü΄ellif أَوَّلُ الْمَرَضِ ʹunvânıyla tefsîr eylemekle müsâmaha eylemiştir. Ve o, sudâʹ ve irtiʹâş ve fütûr ve ikşiʹrâr makûlesi mukaddimât-ı maraz peydâ olmaktan ʹibârettir. Mü΄ellif burada ism ve karîben masdar olmak üzere resm eylemekle teşvîş eylemiştir. Ve
دَعْثٌ [daʹšamp;] Ayakla yâhûd el ile yerin yüzüne toprak atmak maʹnâsınadır; yukâlu: دَعَثَ الرَّجُلُ دَعْثًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا دَقَّقَ التُّرَابَ عَلَى وَجْهِ اْلأَرْضِ بِالْقَدَمِ أَوْ بِالْيَدِ
اَلدَّعْثُ [ed-daʹšamp;] (dâl’ın fethi ve ʹayn’ın sükûnuyla) Marazın evvelidir; yukâlu: دُعِثَ الرَّجُلُ عَلَى الْبِنَاءِ لِلْمَفْعُولِ مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا أَصَابَهُ اقْشِعْرَارٌ وَفُتُورٌ Yaʹnî kılları ürperip bedenine süstlük gelse böyle derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı