ed-daḵl ~ اَلدَّقْلُ

Kamus-ı Muhit - الدقل maddesi

اَلدَّقْلُ [ed-daḵl] (نَقْلٌ [naḵl] vezninde) Bir adamı bir nesneden menʹ ve mahrûm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: دَقَلَهُ دَقْلًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا مَنَعَهُ وَحَرَمَهُ Ve bir adamın ağzına ve burnuna vurmak, ʹalâ-kavlin kafâsına ve çenelerine vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: دَقَلَ فُلَانًا إِذَا ضَرَبَ أَنْفَهُ وَفَمَهُ أَوْ قَفَاهُ وَلَحْيَيْهِ Ve bedende olan zaʹf ve zebûnluğa denir; yukâlu: فِي جِسْمِهِ دَقْلٌ أَيْضَعْفٌ

اَلدَّقَلُ [ed-deḵal] (dâl’ın ve ḵâf’ın fethiyle) Yemişi çok hurmâ ağacına denir, خِصَابٌ [ḣiṡâb] maʹnâsına ki ṡâd-ı mühmele iledir. Ve pek kemter ve yaramaz hurmâya denir, ʹalâ-kavlin müteʹâref olan ecnâstan olmayanına denir; tekûlu: مَا أَطْعَمُونَا إِلاَّ الدَّقَلَ وَهُوَ أَرْدَأُ التَّمْرِ أَوْ مَا لَمْ يَكُنْ أَجْنَاسًا مَعْرُوفَةً Ve gemi direğine denir ki seren taʹbîr olunur; ve minhu yukâlu li’l-mahbûbi: زَوْرَقٌ بِلَا دَقَلٍ وَهُوَ سَهْمُ السَّفِينَةِ

Vankulu Lugatı - الدقل maddesi

اَلدَّقَلُ [ed-deḵal] (fethateynle) Yemişi çok hurmâ ağacı, خِصَابٌ [ḣiṡâb] maʹnâsına, ṡâd-ı mühmele ile.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı