er-rabb ~ اَلرَّبُ

Kamus-ı Muhit - الرب maddesi

اَلرَّبُ [er-rabb] (râ’nın fethi ve bânın teşdîdiyle ve muʹarref bi’l-lâm olarak) Cümle-i mahlûkâtı besleyip terbiye eden Hazret-i Perverdigâr’ın esmâ-i hüsnâsındandır, ʹazze ve celle ismuhu. Ve baʹzen bâ’yı tahfîf olunur zarûrete mebnî.

اَلرُّبُّ [rubb] (râ’nın zammı ve bâ’nın teşdîdiyle) Her meyvenin sıkıldıktan sonra çıkan koyu ve kıvâmlı şırasına denir. Beyne’l-etıbbâ΄ tarîk-i ʹameli budur ki murâd olunan meyvelerin yâhûd haşîşelerin ʹusâreleri yâhûd matbûhları ahz olunup bir mikdâr şeker yâhûd ʹasel ile yâhûd sâdece koyulup kıvâma gelince hafîf âteşte tabh olunmaktır ki fâsid olmaktan emîn olup vakt-i hâcette istiʹmâl oluna. Ve

رُبٌّ [rubb] Koyu ve kıvâmlı tılâya ıtlâk olunur, tuluma sürülen kîr tılâsı gibi ve yağ posasına ve tortusuna da رُبٌّ [rubb] ıtlâk olunur.

Vankulu Lugatı - الرب maddesi

اَلرَّبُّ [er-rabb] (râ’nın fethiyle) Her şey΄in mâlikine رَبٌّ [rabb] derler. Ve

رَبٌّ [Rabb] Bârî taʹâlânın esmâ-i şerîfesinden bir ismidir, gayra ıtlâk olunmaz, illâ izâfetle. Ve zamân-ı câhiliyyette meliklerine رَبٌّ [rabb] derlerdi. Ve

رَبٌّ [rabb] Ululanmağa dahi derler; yukâlu: رَبَبْتُ الْقَوْمَ أَيْ كُنْتُ سَيِّدَهُمْ ve minhu kavlu Ṡafvân: لَأَنْ يَرُبَّنِي رَجُلٌ مِنْ قُرَيْشٍ أَحَبُّ إِلَيَّ مِنْ أَنْ يَرُبَّنِي رَجُلٌ مِنْ هَوَازِنَ Ve هَوَازِنُ [Hevâzin] bir kabîlenin ismidir. Ve ıslâh etmek maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: رَبَّ الضَّيْعَةَ أَيْ أَصْلَحَهَا Ve beslemek maʹnâsına da ıtlâk olunur; yukâlu: رَبَّ فُلَانٌ وَلَدَهُ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ أَيْ رَبَّاهُ

اَلرُّبُّ [er-rubbu] Koyu طِلَا [ṯilâ]ya derler. Ve طِلَا [ṯilâ] kesr-i ṯâ΄ ile şol nesnedir ki süzüle, gerek su kısmı olsun gerek şerbet kısmı olsun; cemʹi اَلرُّبُوبُ [er-rubûb] ve اَلرُّبَابُ [er-rubâb] gelir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı