اَلرُّجْحُ [el-rucḩ] (râ’nın zammı ve cîm’in sükûnuyla ve baʹzı nüshalarda رُكَّعٌ [rukkaʹ] vezninde mazbûttur) Her hâlde رَاجِحٌ [râciḩ]in cemʹidir. Tirit ile yâhûd et ile dopdolu olan kâselere ıtlâk olunur; yukâlu: جِفَانٌ رُجَّحٌ أَيْ مَمْلُوءَةٌ ثَرِيدًا وَلَحْمًا Ve kesret ve izdihâmlarından hareket ve seyrleri sakîl ve âheste olan ʹaskerlere ıtlâk olunur; yukâlu: كَتَائِبُ رُجْحٌ أَيْ جَرَّارَةٌ ثَقِيلَةٌ
اَلرَّجَحُ [er-recaḩ] (fethateynle) Onun tırnağında bir mikdâr vüsʹat olmaktır. Ve bu atın evsâf-ı hamîdesinden ʹadd olunur, zîrâ bu مُصْطَرٌّ [muṡṯarr]ın mukâbilidir ki إِصْطِرَارٌ [isṯirâr] tırnak dar olmaktır, ammâ kaçan ki ziyâde vâsiʹ olsa ʹayb ʹadd olunur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı