اَلسُّؤَلَةُ [es-su΄elet] (sîn’in zammıyla هُمَزَةٌ [humezet] vezninde) Kesîrü’s-su΄âl adama denir; yukâlu: رَجُلٌ سُؤَلَةٌ أَيِ الْكَثِيرُ السُّؤَالِ
اَلسُّؤْلُ [es-su΄l ve
اَلسُّؤْلَةُ [es-su΄let] (sînlerin zammı ve hemzelerin sükûnuyla ve hemzelerin terkiyle câ΄izdir) Matlûb olan hâcete denir, عُرْفٌ [ʹurf] ve نُكْرٌ [nukr] gibi mefʹûl maʹnâsınadır, Fârisîde hâste mürâdifidir; tekûlu: أَصَبْتُ مِنْهُ سُؤْلِي وَسُؤْلَتِي أَيْ مَا سَأَلْتُهُ
اَلسُّؤَلَةُ [es-su΄elet] (sîn’in zammı ve hemzenin fethiyle هُمَزَة [humezet] vezni üzere) Kesîrü’s-su΄âl olan kimse.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı