اَلسَّأَدُ [es-se΄ed] (fethateynle) İçmek maʹnâsınadır; yukâlu: سَئِدَ الْمَاءَ سَأَدًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا شَرِبَ Ve yara havâlanıp azıtmakla vecaʹı nüks eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: سَئِدَ جُرْحُهُ إِذَا انْتَقَضَ أَيْ نُكِسَ
اَلسَّأْدُ [es-se΄d] (sîn’in fethi ve hemzenin sükûnuyla) ve
اَلسَّأَدُ [es-se΄ed] (fethateynle) Boğmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَأَدَهُ سَأْدًا وَسَأَدًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا خَنَقَهُ
اَلسَّأْدُ [es-se΄d] (sîn’in fethi ve hemzenin sükûnuyla) Boğmak; yukâlu: سَأَدَهُ سَأْدًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı