اَلسَّخْفُ [es-saḣf] (sîn’in fethi ve ḣâ-yı muʹcemenin sükûnuyla) Dirlik cihetinin yufkalığına denir ki pek kılletinden kinâyedir; yukâlu: بِهِ سَخْفٌ أَيْ رِقَّةُ عَيْشٍ Ve ʹakl ve idrâk yufkalığına ve hiffetine de denir, ke-mâ se-yuzkeru. Ve
سَخْفٌ [Saḣf] Bir mevziʹ adıdır.
اَلسُّخْفُ [es-suḣf] (sîn’in zammı ve fethiyle) ve
اَلسُّخْفَةُ [es-suḣfet] (قُرْصَةٌ [ḵurṡat] vezninde) ve
اَلسَّخَافَةُ [es-seḣâfet] (سَحَابَةٌ [seḩâbet] vezninde) ʹAkl ve idrâk yufkalığına denir ki murâd kılletidir; yukâlu: فِي عَقْلِهِ سُخْفٌ وَسَخْفٌ وَسُخْفَةٌ وَسَخَافَةٌ أَيْ رِقَّةٌ Ve sâ΄ir nesnelerin dahi yufkalığına denir. Ve ʹinde’l-baʹz سَخْفٌ [saḣf] sîn’in fethiyle ʹaklın yufkalığında ve سَخَافَةٌ [seḣâfet] her şey΄in yufkalığında ve hiffetinde istiʹmâl olunur; fe-yukâlu: فِي عَقْلِهِ سَخْفٌ أَيْ رِقَّةٌ وَفِي هَذَا الشَّيْءِ سَخَافَةٌ أَيْ رِقَّةٌ Ve
سَخَافَةٌ [seḣâfet] Masdar olur; bir adamın ʹaklı ve sâ΄ir nesne yufka olmak maʹnâsına; yukâlu: سَخُفَ الرَّجُلُ سَخَافَةً مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ إِذَا كَانَ رَقِيقَ الْعَقْلِ ve yukâlu: سَخُفَ عَقْلُهُ إِذَا رَقَّ ve yukâlu: سَخُفَ الْغَزْلُ إِذَا رَقَّ
اَلسُّخْفُ [es-suḣf] (sîn’in zammı ve ḣâ’nın sükûnuyla) ʹAkl az olmak, rikkat-i ʹakl maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı