es-sev΄et ~ السَّوْأَةُ

Kamus-ı Muhit - السوأة maddesi

السَّوْأَةُ [es-sev΄et] (sîn’in fethiyle) Ferc maʹnâsınadır ki nazar olunması harâm olan ʹuzvdur, ud yeri taʹbîr olunur, nâsa açılması sâhibini münfaʹil eylediği için; yukâlu: كَشَفَ سَوْأَتَهُ أَيْ فَرْجَهُ وَعَوْرَتَهُ Ve fâhişe maʹnâsınadır ki fâhiş kelimeden ve fâhiş ʹamel ve fiʹleden ʹibârettir. Ve yaramaz huy, خَلَّةٌ قَبِيحَةٌ maʹnâsınadır.

Vankulu Lugatı - السوأة maddesi

اَلسَّوْآءُ [es-sev΄â΄] (sîn’in fethiyle ve elifin meddiyle صَحْرَاءُ [ṡaḩrâ΄] vezni üzere) Kabîha ʹavret ve yukâlu: لَهُ عِنْدِي مَا سَاءَهُ وَنَاءَهُ وَمَا يَسُوؤُهُ وَيَنُوؤُهُ ve yukâlu: سُؤْتُ بِهِ ظَنًّا وَأَسَأْتُ بِهِ الظَّنَّ ve kavluhum: مَا أُنْكِرُكَ مِنْ سُوءٍ أَيْ لَمْ يَكُنْ إِنْكَارِي إِيَّاكَ مِنْ سُوءٍ رَأَيْتُهُ بِكَ إِنَّمَا هُوَ لِقِلَّةِ الْمَعْرِفَةِ بِكَ ve kîle fî kavlihi taʹâlâ: ﴿تَخْرُجْ بَيْضَاءَ مِنْ غَيْرِ سُوءٍ﴾ (طه 22) مِنْ غَيْرِ بَرَصٍ Ve

اَلسَّوْأَةُ [es-sev΄et] (sîn’in fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Yaramaz nesne, rüsvây maʹnâsına. Ve bakması harâm olan ʹuzv.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı