اَلصَّفْدُ [eṡ-ṡafd] (ṡâd’ın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Bukağı ile muhkem bend eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: صَفَدَهُ صَفْدًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا شَدَّهُ وَأَوْثَقَهُ
اَلصَّفَدُ [eṡ-ṡafed] (fethateynle) Vergiye denir, ʹatiyye maʹnâsına, bend-i maʹnevî olduğu için. Ve bukağıya denir. Cemʹi أَصْفَادٌ [aṡfâd] gelir, قُيُودٌ [ḵuyûd] maʹnâsına ve minhumâ yukâlu: اَلصَّفَدُ صَفْدٌ أَيِ الْعَطَاءُ قَيْدٌ Mü΄ellifin burada وَالْأَصْفَادُ اَلْقُيُودُ ʹibâretiyle صَفْدٌ lafzının cemʹine ve işbu: ﴿مُقَرَّنِينَ فِي الْأَصْفَادِ﴾ âyet-i kerîmesine işârettir.
اَلصَّفْدُ [eṡ-ṡafd] (sâd’ın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Bağlayıp muhkem etmek; yukâlu: صَفَدَهُ يَصْفِدُهُ صَفْدًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي أَيْ شَدَّهُ وَأَوْثَقَهُ
اَلصَّفَدُ [eṡ-ṡafed] (fethateynle) ʹAtâ maʹnâsına. Ve
صَفَدٌ [ṡafed] Bağa dahi derler, وَثَاقٌ [vešamp;âḵ] maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı