اَلصَّفَنُ [eṡ-ṡafen] (fethateynle) Sünbülesi olan ekine denir. Ve şol yuvaya ve ine denir ki arı makûlesi hayvânlar otluklardan ve yapraklardan kendileri için yâhûd yavruları için ittihâz ederler.
اَلصَّفْنُ [eṡ-ṡafn] (ṡâd’ın fethi ve fâ’nın sükûnuyla ve fethiyle) Hâyenin kabına denir ki torbasıdır. Ve taʹâm yiyecek sofraya denir. Ve esrimiş devenin ağzından çıkan kızıl dağarcığa denir; شِقْشِقَةٌ [şiḵşiḵat] maʹnâsına.
اَلصُّفْنُ [eṡ-ṡufn] (ṡâd’ın zammıyla) Matara şeklinde deriden düzülmüş ibrîğe denir ki onunla âbdest alınır. Ve çoban çantasına denir ki deriden düzüp içine zâd ve edevâtını vazʹ eder.
اَلصَّفَنُ [eṡ-ṡafen] (fethateynle) İnsânın hayasının derisi.
اَلصُّفُنُ [eṡ-ṡufun] (ṡâd’ın zammı ve fâ’nın sükûnuyla) Sofra misâlinde bir deridir ki onunla su çekerler. Ve Ferrâ eyitti: O mathara şeklinde bir nesnedir ki onunla âbdest alırlar. Ve Ebû ʹAmr eyitti: صُفُنٌ [ṡufun] şol deridir ki çoban olan kimseler ona azığın ve çakmağın ve sâ΄ir ihtiyâcı olduğu nesneyi vazʹ eder.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı