eṡ-ṡanv ~ اَلصَّنْوُ

Kamus-ı Muhit - الصنو maddesi

اَلصَّنْوُ [eṡ-ṡanv] (ṡâd’ın fethi ve nûn’un sükûnuyla) İki dağ aralığında olan çatılkı ağaçlara denir; عُودٌ خَسِيسٌ maʹnâsına, ʹalâ-kavlin iki dağ aralığında cârî olan azca suya denir yâhûd iki dağ aralığında olan kayaya denir; cemʹi صُنُوٌّ [ṡunuvv] gelir zammeteynle, نَحْوٌ [naḩv] ve نُحُوٌّ [nuḩuvv] gibi.

اَلصِّنْوُ [eṡ-ṡinv] (ṡâd’ın kesriyle) Duvarı örülmemiş muʹattal işlemez kuyuya denir. Ve Benû Šaʹlebe yurdunda bir eski kuyunun adıdır. Ve bir adamın öz karındaşına denir; yukâlu: هُوَ صِنْوُهُ أَيْ أَخُوهُ الشَّقِيقُ Ve bir adamın oğluna denir; yukâlu: هُوَ صِنْوُهُ أَيِ ابْنُهُ Ve ʹamucasına denir; cemʹi أَصْنَاءٌ [aṡnâ΄] gelir ve صِنْوَانٌ [ṡinvân] gelir ṡâd’ın kesriyle, mü΄ennesi صِنْوَةٌ [ṡinvet]tir. Ve hurmâ ağacının bir kökten çıkan iki yâ üç yâ ziyâde fidanlarının her çatalına denir; ṡâd’ın zammıyla da lügattir, ʹalâ-kavlin mutlakan şecerde eʹammdır, iki çatalına صِنْوَانِ [ṡinvân] ve صِنْيَانِ [ṡinyân] denir ṡâd’ın harekât-ı selâsıyla. Şârih der ki cemʹinde dahi صِنْوَانٌ [ṡinvân] denir, farkı iʹrâb bi’l-hareke ile mütehakkak olur. İntehâ. Ve

صِنْوَانِ [ṡinvân] Şol iki kuyuya denir ki birbirine pek yakın ola, ʹalâ-kavlin ikisinin suyu bir gözden nebʹ eder ola; yukâlu: رَكِيَّتَانِ صِنْوَانِ أَيْ مُتَجَاوِرَتَانِ أَوْ تَنْبَعَانِ مِنْ عَيْنٍ وَاحِدٍ

Vankulu Lugatı - الصنو maddesi

اَلصِّنْوُ [eṡ-ṡinv] (ṡâd’ın kesri ve nûn’un sükûnuyla) Şol hurmâ fidanlarının birine derler ki bir kaçı bir kökten çıkmış ola.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı