اَلصَّوْحُ [eṡ-ṡavḩ] (ṡâd’ın fethi ve zammı ve vâv’ın sükûnuyla) Derenin iki tarafında duvar mesâbesinde olan dik kıyısına denir, حَائِطُ الْوَادِي [ḩâ΄iṯu’l-vâdî] maʹnâsına. Ve dağın eteğine, ʹalâ-kavlin duvar hey΄etinde duran dik yüzüne denir. Ve
صَوْحٌ [ṡavḩ] Masdar olur, yarmak maʹnâsına; tekûlu: صُحْتُ الشَّيْءَ صَوْحًا أَيْ شَقَقْتُهُ
اَلصُّوحُ [eṡ-ṡûḩ] (ṡâd’ın zammıyla) Derenin avlusudur, حَائِطُ الْوَادِي maʹnâsına; ve لَهُ صُوحَانِ Yaʹnî her derenin iki hâ΄iti vardır ki iki yanında iki dağ ona iki duvar menzilesinde olur. Ve fi’l-hadîsi: “أَلْقَوْهُ بَيْنَ الصُّوحَيْنِ حَتَّى أَكَلَتْهُ السِّبَاعُ” أَيْ بَيْنَ الْجَبَلَيْنِ
اَلصَّوْحُ [eṡ-ṡavḩ] Yarmak; yukâlu: صُحْتُ الشَّيْءَ فَانْصَاحَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı