اَلطَّوْسُ [eṯ-ṯavs] (ṯâ’nın fethi ve vâv’ın sükûnuyla) Aya ıtlâk olunur, قَمَرٌ [ḵamer] maʹnâsına; hüsn ve nadâret maʹnâsındandır; yukâlu: طَلَعَ الطَّوْسُ أَيِ الْقَمَرُ Ve masdar olur, ayakla basmak ve çiğnemek maʹnâsına; yukâlu: طَاسَ الشَّيْءَ يَطُوسُ طَوْسًا إِذَا وَطِئَهُ Ve baʹde’l-ʹillet çehre güzellenip pür-âb u tâb olmak maʹnâsınadır; yukâlu: طَاسَ وَجْهُهُ إِذَا حَسُنَ وَنَضُرَ بَعْدَ عِلَّةٍ
اَلطُّوسُ [eṯ-ṯûs] (ṯâ’nın zammıyla) Bir nesnenin devâm ve imtidâdına denir; yukâlu: لاَ طُوسَ لَهُ أَيْ لاَ دَوَامَ Ve bir dârû ismidir ki kuvvet-i hâfıza için şürb olunur. Bu إِذْرِيطُوسُ [ižrîṯûs] dedikleridir, ke-mâ kâle fi’l-Esâs شَرِبَ فُلاَنٌ اَلطُّوسَ أَيِ الْإِذْرِيطُوسَ Niteki mâddesinde beyân olundu. Ve
طُوسُ [Ṯûs] Beled-i maʹrûf ismidir ki Ḣorâsân ülkesindedir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı