eṯ-ṯahy ~ اَلطَّهْيُ

Kamus-ı Muhit - الطهي maddesi

اَلطَّهْوُ [eṯ-ṯahv] (سَهْوٌ [sehv] vezninde) ve

اَلطُّهُوُّ [eṯ-ṯuhuvv] (عُلُوٌّ [ʹuluvv] vezninde) ve

اَلطُّهِيُّ [eṯ-ṯuhiyy] (عُتِيٌّ [ʹutiyy] vezninde) ve

اَلطَّهَايَةُ [eṯ-ṯahâyet] (سَمَاحَةٌ [semâḩat] vezninde) Eti iyice pişirmeğe yâhûd kavurmağa ve biryân eylemeğe savaşıp dürüşmek maʹnâsınadır; yukâlu: طَهَا اللَّحْمَ يَطْهُوهُ وَيَطْهَاهُ طَهْوًا وَطُهُوًّا وَطُهِيًّا وَطَهَايَةً مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَالثَّالِثِ إِذَا عَالَجَهُ بِالطَّبْخِ أَوِ الشَّيِّ Ve

طَهْوٌ [ṯahv] İşe denir kâr ve ʹamel maʹnâsına; tekûlu: كَانَ طَهْوِي كَذَا أَيْ عَمَلِي Ve bu fi’l-asl masdardır. Ve bir semte gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: طَهَا الرَّجُلُ طَهْوًا إِذَا ذَهَبَ فِي الْأَرْضِ

Vankulu Lugatı - الطهي maddesi

اَلطَّهْيُ [eṯ-ṯahy] (ṯâ’nın fethi ve hâ’nın sükûnuyla) Bi-maʹnâhu; yukâlu: طَهَاهُ يَطْهُوهُ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَيَطْهَاهُ مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ طَهْوًا وَطَهْيًا Ve

طَهْوٌ [ṯahv] Gitmeğe dahi derler; yukâlu: طَهَا الرَّجُلُ إِذَا ذَهَبَ فِي الْأَرْضِ مِثْلُ طَحَا وَيُقَالُ أَيْضًا طَهَتِ الْإِبِلُ إِذَا ذَهَبَ فِي الْأَرْضِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı