اَلطُّوَّالُ [eṯ-ṯuvvâl] (رُمَّانٌ [rummân] vezninde) İfrâtla uzun şey΄e denir; yukâlu: شَيْءٌ طُوَّالٌ أَيْ مُفْرِطُ الطُّولِ
اَلطَّوَالُ [eṯ-ṯavâl] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) Dehrin uzunluğunda müstaʹmeldir; ve minhu yukâlu: لَا أُكَلِّمُهُ طَوَالَ الدَّهْرِ أَيْ مَدَى الدَّهْرِ
اَلطَّوِيلُ [eṯ-ṯavîl] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve
اَلطُّوَالُ [eṯ-ṯuvâl] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) Vasflardır, uzun nesneye denir; mü΄ennesi طَوِيلَةٌ [ṯavîlet] ve طُوَالَةٌ [ṯuvâlet]tir ve cemʹleri طِوَالٌ [ṯivâl] ve طِيَالٌ [ṯiyâl]dir ṯâ’ların kesriyle, sânîde vâv li-ecli’l-kesre yâ’ya ibdâl olundu. Ve
طَوِيلٌ [ṯavîl] Ehl-i ʹarûz ʹindinde bir bahrin ismidir, lügat-ı müvellededir. Mütercim der ki taʹbîrât-ı sarfiyyede harf-i ṯavîl ü müsṯatîl dedikleri ḋâd-ı muʹceme olacaktır, niteki harf-i sagîrden murâdları ṡâd-ı mühmele ve zây ve sîn harfleridir.
اَلطِّوَلُ [eṯ-ṯivel] ve
اَلطِّيَلُ [eṯ-ṯiyel] (عِنَبٌ [ʹineb] veznlerinde) ve
اَلطُّولُ [eṯ-ṯûl] (ṯâ’nın zammıyla) ve
اَلطَّوْلُ [eṯ-ṯavl] (ṯâ’nın fethiyle) ve
اَلطِّيلُ [eṯ-ṯîl] (ṯâ’nın kesriyle) ve
اَلطُّوَلُ [eṯ-ṯuvel] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) ve
اَلطَّوَالُ [eṯ-ṯavâl] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) ve
اَلطِّوَالُ [eṯ-ṯivâl] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Meks ü ârâm yâhûd ʹömr ü hayât yâhûd uzun uzadı gidip gâ΄ib olmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: طَالَ طَوَلُكَ وَطِيَلُكَ وَطُولُكَ وَطَوْلُكَ وَطِيلُكَ وَطُوَلُكَ وَطَوَالُكَ وَطِيَالُكَ أَيْ مَكْثُكَ أَوْ عُمُرُكَ أَوْ غَيْبَتُكَ
اَلطُّوَّالُ [eṯ-ṯuvvâl] (ṯâ’nın zammı ve vâv’ın teşdîdiyle) İfrâtla uzun olan nesne.
اَلطِّيلُ [eṯ-ṯîl] (ṯâ’nın kesri ve meddiyle) ve
اَلطُّولُ [eṯ-ṯûl] (ṯâ’nın zammı ve meddiyle) ve
اَلطُّوَلُ [eṯ-ṯuvel] (ṯâ’nın zammı ve vâv’ın fethi ile) ve
اَلطَّوَالُ [eṯ-ṯavâl] (ṯâ’nın fethiyle) Bunların cemîʹisi bir maʹnâyadır, İbnu’s-Sikkît rivâyeti üzere; yukâlu: طَالَ طِيلُكَ وَطُولُكَ وَطُوَلُكَ وَطَوَالُكَ Ammâ طول lafzı ipten ʹibâret oldukta hemen ṯâ’nın kesri ve vâv’ın fethiyle gelir; tekûlu: أَرْخِ لِلْفَرَسِ مِنْ طِوَلِهِ Yaʹnî “Merʹâda feresin ipin uzat.”
اَلطُّوَالُ [eṯ-ṯuvâl] (ṯâ’nın zammı ve vâv’ın tahfîfiyle) Uzun, tavîl maʹnâsına; yukâlu: طَوِيلٌ وَطُوَالٌ
اَلطِّوَالُ [eṯ-ṯivâl] (ṯâ’nın kesriyle) Uzun olan nesneler, طَوِيلٌ [ṯavîl] cemʹi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı