el-ʹirrîḋ ~ اَلْعِرِّيضُ

Kamus-ı Muhit - العريض maddesi

اَلْعِرِّيضُ [el-ʹirrîḋ] (سِكِّيتٌ [sikkît] vezninde) Dâ΄imâ nâsa şer-gîr olan kimseye denir; yukâlu: رَجُلٌ عِرِّيضٌ إِذَا كَانَ يَتَعَرَّضُ لِلنَّاسِ بِالشَّرِّ

اَلْعَرِيضُ [el-ʹarîḋ] Enli nesneye denir; yukâlu: شَيْءٌ عَرِيضٌ ضِدُّ طَوِيلٍ Ve bir yaşında oğlağa denir ki otu avurdunun bir tarafıyla otlar ola, yaʹnî bütün ağzıyla henüz otlamayayıp hemân bir tarafıyla otlar ola; ʹalâ-kavlin tekeliğe gelmeye sâlih ve tâlib olan çebişe denir. Cemʹi عُِرْضَانٌ [ʹirḋân - ʹurḋân] gelir, ʹayn’ın kesri ve zammıyla.

Vankulu Lugatı - العريض maddesi

اَلْعِرِّيضُ [el-ʹirrîḋ] (ʹayn’ın kesri ve râ’nın kesri ve meddi ve teşdîdiyle فِسِّيقٌ [fissîḵ] vezni üzere) Şol kimsedir ki halka şerr etmek kasdından hâlî olmaya.

اَلْعِرَضُ [el-ʹiraḋ] (ʹayn’ın kesri ve râ’nın fethiyle) Bir nesne enli olmak. Ve

اَلْعَرَاضَةُ [el-ʹarâḋat] (ʹayn’ın fethiyle) Bi-maʹnâhu; yukâlu: عَرُضَ الشَّيْءُ يَعْرُضُ عِرَضًا مِنَ الْبَابِ الْخَامِسِ مِثْلُ صَغُرَ صِغَرًا وَعَرَاضَةً Ve

الْعَرِيضِ [el-ʹarîḋ] (ʹayn’ın fethi ve râ’nın kesri ve meddiyle) Enli olan nesne; yukâlu: فُلَانٌ عَرِيضُ الْبِطَانِ إِذَا كَانَ فِينَا Ve بِطَانٌ [biṯân] bâ’nın kesriyle) şol kolana derler ki deve pâlânı üzere çekerler. Ve

اَلْعُرَاضُ [el-ʹurâḋ] (ʹayn’ın zammıyla) Bi-maʹnâhu: أَيْ بِمَعْنَى الْعَرِيضِ كَالْكِبَارِ بِمَعْنَى الْكَبِيرِ Ve Cevherî عُرَاضٌ [ʹirâḋ]ı mükerrer îrâd etmiştir عَرِيضٌ [ʹarîḋ] maʹnâsına, bir bu makâmda zikr etmiştir bir dahi عَرَاضَةٌ [ʹarâḋat] ʹakibinde zikr etmiştir, lâkin münâsib olan bu idi ki aşağıda عَرَاضَةٌ [ʹarâḋat] عَرِيضٌ [ʹarîḋ] maʹnâsına gelir deyip كِبَارٌ [kibâr]la كَبِيرٌ [kebîr] temsîlin bu makâmda getireydi, hilâfın etti. Ve

عَرِيضٌ [ʹarîḋ] Şol oğlağa derler ki büyüyüp dişi keçiyle cemʹ olmak taleb eyleye.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı