el-ʹilm ~ اَلْعِلْمُ

Kamus-ı Muhit - العلم maddesi

اَلْعِلْمُ [el-ʹilm] (ʹayn’ın kesriyle) Bilmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَلِمَهُ عِلْمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا عَرَفَهُ

اَلْعَلْمُ [el-ʹalm] (ʹayn’ın fethiyle) Bir nesneye ʹalâmet ve nişân eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَلَمَهُ عَلْمًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا وَسَمَهُ Ve bir adamın üst dudağını yarmak ve yarık eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَلَمَ شَفَتَهُ عَلْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا شَقَّهَا

اَلْعُلْمَةُ [el-ʹulmet] (غُرْفَةٌ [ġurfet] vezninde) ve

اَلْعَلَمُ [el-ʹalem] (fethateynle) ve

اَلْعَلَمَةُ [el-ʹalemet] (fethateynle) Üst dudakta olan yarıklığa ʹalâ-kavlin bir tarafında olan yarıklığa denir; yukâlu: بِهِ عُلْمَةٌ وَعَلَمٌ وَعَلَمَةٌ أَيْ شَقٌّ فِي شَفَتِهِ الْعُلْيَا أَوْ فِي أَحَدِ جَانِبَيْهَا Ve

عَلَمٌ [ʹalem] (fethateynle) Bu maʹnâda masdar olur; yukâlu. عَلِمَ الرَّجُلُ عَلَمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا كَانَ فِي شَفَتِهِ عُلْمَةٌ

Vankulu Lugatı - العلم maddesi

اَلْعِلْمُ [el-ʹilm] (ʹayn’ın kesri ve lâm’ın sükûnuyla) Bilmek; tekûlu: عَلِمْتُ الشَّيْءَ أَعْلَمُهُ عِلْمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ أَيْضًا إِذَا عَرَفْتَهُ Ve bâb-ı mugâlebeden عَالَمْتُ الرَّجُلَ فَعَلَمْتُهُ أَعْلُمُهُ dersin zammla kaçan ʹilmde ona galebe kılsan.

اَلْعَلْمُ [el-ʹalm] (ʹayn’ın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Dudak yarmak; tekûlu: عَلَمْتُ شَفَتَهُ أَعْلِمُهُ عَلْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي مِثْلُ كَسَرْتُهُ أَكْسِرُهُ كَسْرًا إِذَا شَقَقْتَهُ

اَلْعَلَمُ [el-ʹalem] (fethateynle) ʹAlâmet. Ve

عَلَمٌ [ʹalem] Dağa dahi derler, cebel maʹnâsına. Ve

عَلَمٌ [ʹalem] Kaftana kıldıkları ʹalâmete dahi derler. Ve

عَلَمٌ [ʹalem] Sancağa dahi derler, رَايَةٌ [râyet] maʹnâsına. ve

عَلَمٌ [ʹalem] Bir kimsenin üst dudağı yarık olmak maʹnâsına da gelir; yukâlu: عَلِمَ الرَّجُلُ يَعْلَمُ عِلْمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا صَارَ أَعْلَمَ Yaʹnî yukarı dudağı yarık olsa.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı