اَلْعَلَفُ [el-ʹalef] (fethateynle) Maʹlûmdur ki davar yemine denir. Cemʹi عُلُوفَةٌ [ʹulûfet] gelir ʹayn’ın zammıyla ve أَعْلاَفٌ [aʹlâf] gelir ve عِلاَفٌ [ʹilâf] gelir, جِبَالٌ [cibâl] vezninde. ʹUlûfe-hârânın عُلُوفَةٌ [ʹulûfet]leri bundandır.
اَلْعَلْفُ [el-ʹalf] (ʹayn’ın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Çok içmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَلَفَهُ عَلْفًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا شَرِبَهُ كَثِيرًا Ve davara yem vermek maʹnâsınadır; yukâlu: عَلَفَ الدَّابَّةَ إِذَا أَطْعَمَهَا
اَلْعُلْفُ [el-ʹulf] (ʹayn’ın zammıyla) ve
اَلْعُلُفُ [el-ʹuluf] (zammeteynle) عُلُوفَةٌ [ʹulûfet]in cemʹidir.
اَلْعِلْفُ [el-ʹilf] (ʹayn’ın kesriyle) Çok yiyegen davara denir, mecâzen ekûl kimseye de ıtlâk olunur; yukâlu: حِمَارٌ وَرَجُلٌ عِلْفٌ أَيِ الْكَثِيرُ الْأَكْلِ Ve Yemen’e mahsûs bir şecer adıdır; yaprağı üzüm yaprağına şebîh olur, vaktinde devşirip toprağa defn ve tecfîf eyledikten sonra sirkeli taʹâmda onu sirke yerine kullanırlar.
اَلْعُلَّفُ [el-ʹullef] (قُبَّرٌ [ḵubber] vezninde) طَلْحٌ [ṯalḩ] ağacının yemişine denir ki tâze bakla şeklinde olur; عُلَّفَةٌ [ʹullefet] müfredidir. Ve
عُلَّفَةُ [ʹUllefet] ʹAḵîl-i Murrî nâm şâʹirin pederidir. ʹÖmer b. el-Ḣaṯṯâb radıyallâhu ʹanhu zamânını idrâk eylemiştir. Ve
عُلَّفَةُ [ʹUllefet] Mustevrid nâm hâricînin pederi ismidir. Ve ʹUllefet b. el-Ḩârišamp; b. Muʹâviye, Žubyân kabîlesindendir. Ve vakʹa-i Ḵâdisiyye’de ser-ʹasker-i ʹacem olan Rustem’in kâtili Hilâl et-Temîmî pederinin ismidir.
اَلْعَلَفُ [el-ʹalef] (fethateynle) Yem ki devâbb onunla gıdâlanır.
اَلْعَلْفُ [el-ʹalf] (ʹayn’ın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Devâbba yem vermek; yukâlu: عَلَفْتُ الدَّابَّةَ عَلْفًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي
اَلْعُلَّفُ [el-ʹullef] (ʹayn’ın zammı ve lâm’ın fethi ve teşdîdiyle) طَلْحٌ [ṯalḩ] dedikleri ağacın yemişidir, tâze bakla gibi zuhûr edip onu deve otlar.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı