اَلْعَلَكُ [el-ʹalek] (fethateynle) ve
اَلْعَلَاكُ [el-ʹalâk] (سَحَابٌ [seḩâb] ve غُرَابٌ [ġurâb] veznlerinde) Bir nevʹ şecer-i Ḩicâzî ismidir.
اَلْعَالِكُ [el-ʹâlik] ve
اَلْعَلِكُ [el-ʹalik] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Çiğnemesi metîn olan özlü nesneye denir ki tekellüfle yumuşayıp ekl oluna; yukâlu: طَعَامٌ عَالِكٌ وَعَلِكٌ أَيْ مَتِينُ الْمُضْغَةِ
اَلْعَلْكُ [el-ʹalk] (ʹayn’ın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Bir nesneyi ağızda sakız gibi beri öte çiğnemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَلَكَهُ عَلْكًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالْأَوَّلِ إِذَا مَضَغَهُ وَلَجْلَجَهُ Ve at ağzında gemi gevmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: عَلَكَ الْفَرَسُ اللِّجَامَ إِذَا حَرَّكَهُ فِي فِيهِ Ve dişleri birbirine sürtüp gıcırdatmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَلَكَ نَابَيْهِ إِذَا حَرَقَ أَحَدَهُمَا بِالْآخَرِ فَحَدَثَ صَوْتٌ
اَلْعِلْكُ [el-ʹilk] (ʹayn’ın kesriyle) Çiğnemeğe kâbil olup eczâsı müteferrik olmayan nesnelere ıtlâk olunur, ism-i cinstir ki sakız taʹbîr olunur, samg-ı sanavber ve samg-ı erze ve samg-ı fustuḵ u serv ü yenbût u buṯm gibi. Cümlesinden bihteri صَمْغُ الْبُطْمِ [ṡamġu’l-buṯm]dur ki sakız termenti taʹbîr olunur, müsahhin ve müdirr ve takviyet-i cimâʹda mü΄essirdir. Ve عِلْكٌ [ʹilk] lafzının cemʹi عُلُوكٌ [ʹulûk] gelir.
اَلْعَلِكُ [el-ʹalik] (ʹayn’ın fethi ve lâm’ın kesriyle) Yelmeşik olan nesne; yukâlu: شَيْءٌ عَلِكٌ أَيْ لَزِجٌ
اَلْعَلْكُ [el-ʹalk] (ʹayn’ın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Sakız çiynemek; yukâlu: عَلَكَهُ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ Ve
عَلْكٌ [ʹalk] At licâmın çiynemeğe dahi derler.
اَلْعِلْكُ [el-ʹilk] (ʹayn’ın kesri ve lâm’ın sükûnuyla) Sakız ki çiynerler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı