اَلْعَمِيمَةُ [el-ʹamîmet] (سَفِينَةٌ [sefînet] vezninde) ve
اَلْعَمَّاءُ [el-ʹammâ΄] (جَمَّاءُ [cemmâ΄] vezninde) Uzun boylu, bâlâ-bülend nesneye denir, müzekkerinde أَعَمُّ [eʹamm] denir; yukâlu: جَارِيَةٌ وَنَخْلَةٌ عَمِيمَةٌ وَعَمَّاءُ أَيْ طَوِيلَةٌ وَرَجُلٌ وَنَخْلٌ أَعَمُّ أَيْ طَوِيلٌ Cemʹi عُمٌّ [ʹumm]dur ʹayn’ın zammıyla.
اَلْعَمَاءُ [el-ʹamâ΄] (سَمَاءٌ [semâ΄] vezninde) ve
اَلْعَمَايَةُ [el-ʹamâyet] (سَحَابَةٌ [seḩâbet] vezninde) ve
اَلْعَمِيَّةُ [el-ʹamiyyet] (غَنِيَّةٌ [ġaniyyet] ve سُمَيَّةُ [sumeyyet] veznlerinde) Gavâyet ve lecâc maʹnâsınadır; yukâlu: فُلَانٌ فِي عَمَاءٍ وَعَمَايَةٍ وَعَمِيَّةٍ وَعُمَيَّةٍ أَيْ فِي غَوَايَةٍ وَلَجَاجٍ
اَلْعَمَاءُ [el-ʹamâ΄] (ʹayn’ın fethi ve elifin meddiyle) Bulut, sehâb maʹnâsına. Ve Ebû Zeyd eyitti: عَمَاءٌ [ʹamâ΄] şol tütün gibi nesnedir ki dağlar başında olur ki ondan duman ile taʹbîr olunur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı