اَلْغَضَرُ [el-ġaḋar] (fethateynle) Bir adam kıllet-i mâl ile müzâyakada iken refâh ve vüsʹatle hoş-hâl olmak maʹnâsınadır; yukâlu: غَضِرَ الرَّجُلُ بِالْمَالِ غَضَرًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا أَخْصَبَ بَعْدَ إِقْتَارٍ
اَلْغَضِرُ [el-ġaḋir] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Bu dahi ter ü tâze ve hurrem şey΄e denir; yukâlu: نَبْتٌ غَضِرٌ وَعَيْشٌ غَضِرٌ مَضِرٌ أَيْ نَاعِمٌ Ve uğurlu ve hayrlı mübârek olan insân ve hayvâna غَضِرُ النَّاصِيَةِ [ġaḋiru’n-nâṡiyet] ıtlâk olunur; yukâlu: رَجُلٌ غَضِرُ النَّاصِيَةِ وَدَابَّةٌ غَضِرَةُ النَّاصِيَةِ أَيْ مُبَارَكٌ
اَلْغَضْرُ [el-ġaḋr] (خَضْرٌ [ḣaḋr] vezninde) Müzâyakada olan adamı Hak celle ve ʹalâ refâh ve niʹmet ihsânıyla hoş-hâl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: غَضَرَهُ اللهُ تَعَالَى غَضْرًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا جَعَلَهُ فِي خِصْبٍ بَعْدَ إِقْتَارٍ Ve bir nesneden ʹudûl ve insirâf eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: غَضَرَ عَنْهُ غَضْرًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا عَدَلَ وَانْصَرَفَ Ve bir adamı menʹ edip alıkomak maʹnâsınadır; yukâlu: غَضَرَ فُلاَنًا إِذَا حَبَسَهُ وَمَنَعَهُ Ve kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: غَضَرَهُ إِذَا قَطَعَهُ Ve bir nesneye mihr ve muhabbetle meyl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: غَضَرَ عَلَيْهِ إِذَا عَطَفَ Ve bir adama iʹtâ için bir mikdâr mâl bölmek maʹnâsınadır; yukâlu: غَضَرَ لِفُلاَنٍ مِنْ مَالِهِ إِذَا قَطَعَ لَهُ قِطْعَةً
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı