اَلْكُرَّةُ [el-kurret] (kâf’ın zammıyla) Şol çürümüş deve kığına denir ki onunla zırhların pâsını açarlar.
اَلْكُرَةُ [el-kuret] (ثُبَةٌ [šamp;ubet] vezninde) Yuvalağa denir, çevgân topu gibi; cemʹi كُرِينَ [kurîn] ve كِرِينَ [kirîn] gelir kâf’ın zammı ve kesriyle ve كُرَى [kurâ] gelir kâf’ın zammı ve elifin kasrıyla ve كُرَاتٌ [kurât] gelir kâf’ın zammıyla. Şârih der ki كُرَةٌ [kuret]in cemʹinde ʹâmmenin أَكِرَّةٌ [ekirret] dedikleri galattır.
اَلْكَرَّةُ [el-kerret] (kâf’ın fethiyle) مَرَّةٌ [merret] vezninde ve mürâdifidir ki defʹa ve bâre maʹnâsınadır; tekûlu: قُلْتُ لَهُ كَرَّةً أَيْ مَرَّةً Ve hamle ve hücûm maʹnâsınadır; yukâlu: لاَ يُطَاقُ إِلَى كَرَّتِهِ أَيْ حَمْلَتِهِ Cemʹi كَرَّاتٌ [kerrât] gelir. Ve
كَرَّةٌ [kerret] Sabâh ve akşamdan her birine ıtlâk olunur; ikisine كَرَّتَانِ [kerretân] denir; tekûlu: آتِيهِ فِي الْكَرَّتَيْنِ أَيِ الْغَدَاةِ وَالْعَشِيِّ
اَلْكُرَّةُ [el-kurret] (kâf’ın zammı ile) Şol çürümüş deve kığıdır ki onun ile zırhın pâsın açarlar.
اَلْكُرَةُ [el-kuret] (kâf’ın zammı ve râ’nın tahfîfiyle) Top ki çevgânla vururlar. Ve bunun aslı كُرَوٌ dir, hâ ʹıvazdır.
اَلْكَرَّةُ [el-kerret] (kâf’ın fethiyle) Bir kerre maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı