el-kerrâb ~ اَلْكَرَّابُ

Kamus-ı Muhit - الكراب maddesi

اَلْكَرَّابُ [el-kerrâb] (شَدَّادٌ [şeddâd] vezninde) Bir kimse demektir, أَحَدٌ [eḩad] ve فَرْدٌ [ferd] maʹnâsına müstaʹmeldir, دَيَّارٌ [deyyâr] kelimesi gibi; makâm-ı nefy-i ʹâmma mahsûstur; yukâlu: مَا بِالدَّارِ كَرَّابٌ أَيْ أَحَدٌ

اَلْكِرَابُ [el-kirâb] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Bu dahi كَرْبٌ [kerb] gibi masdardır, zirâʹat için tarlayı sürüp nadas eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: كَرَبَ اْلأَرْضَ كَرْبًا وَكِرَابًا إِذَا أَثَارَهَا لِلزَّرْعِ ve minhu’l-meselu: “اَلْكِرَابُ عَلَى الْبَقَرِ” Mü΄ellif bunu “ك،ل،ب” mâddesinde zikr eylemiştir, zîrâ ekserî “اَلْكِلاَبُ عَلَى الْبَقَرِ” ʹunvânıyla mütedâvildir. Ve

كِرَابٌ [kirâb] Derelerde olan su akıntılarına denir. Bunun müfredi كَرْبَةٌ [kerbet]tir, جَمْرَةٌ [cemret] vezninde.

Vankulu Lugatı - الكراب maddesi

اَلْكَرَّابُ [el-kerrâb] (kâf’ın fethi ve râ’nın teşdîdiyle) Makâm-ı nefy-i ʹâmmda istiʹmâl olunur; yukâlu: مَا بِالدَّارِ كَرَّابٌ أَيْ أَحَدٌ

اَلْكِرَابُ [el-kirâb] (kâf’ın kesriyle) Zirâʹat için yeri döndürmek, كُرُوبٌ [kurûb] maʹnâsına. Ve fi’l-meseli: “اَلْكِرَابُ عَلَى الْبَقَرِ” ve yukâlu: “اَلْكِلَابُ عَلَى الْبَقَرِ” Yaʹnî “Kelbi bakar-ı vahşî üzere sal.” Ve maʹnâ-yı mesel herkesi kendi sanʹatıyla ko demek olur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı