اَلْكَعْلُ [el-kaʹl] (نَعْلٌ [naʹl] vezninde) Her hayvânın vazʹ eylediği anda necisine denir; tekûlu: كَنَسَ الْكَعْلَ وَهُوَ رَجِيعُ كُلِّ شَيْءٍ حِينَ يَضَعُهُ Ve koç koyunların hâyelerine yapışıp salınan çakıldağa denir. Ve bodur kara kişiye denir, كُعَلٌ [kuʹal] dahi denir, صُرَدٌ [ṡurad] vezninde. Ve le΄îm ve nâkes çobana denir. Ve birbirine yapışık hurmâya denir. Ve bahîl ve mümsik olan zengine denir; yukâlu: هُوَ كَعْلٌ أَيْ غَنِيٌّ بَخِيلٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı