el-laḵs ~ اَللَّقْسُ

Kamus-ı Muhit - اللقس maddesi

اَللَّقْسُ [el-laḵs] (lâm’ın fethi ve ḵâf’ın sükûnuyla) Bir kimseyi ʹayblamak maʹnâsınadır; yukâlu: لَقَسَهُ لَقْسًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا عَابَهُ Ve

لَقْسٌ [laḵs] Uyuzluğa denir; yukâlu: أَصَابَهُ لَقْسٌ أَيْ جَرَبٌ

اَللَّقَسُ [el-leḵas] (fethateynle) Bir nesneye gönül şiddetle özleyip ârzû eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: لَقِسَتْ نَفْسُهُ إِلَى الشَّيْءِ لَقَسًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا نَازَعَتْهُ إِلَيْهِ Ve bir nesneden iğrenip gönül dönmek ve miʹde bulanmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَقِسَتْ نَفْسُهُ مِنْهُ إِذَا غَثَتْ وَخَبُثَتْ وَإِنَّمَا كَرِهَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَفْظَ خَبُثَتْ لِقُبْحِهِ وَلِئَلاَّ يَنْسُبَ الْمُسْلِمُ الْخُبْثَ إِلَى نَفْسِهِ Yaʹnî Fahr-i ʹâlem ʹaleyhi’s-selâm hazretleri işbu ḣلاَ يَقُولَنَّ أَحَدُكُمْ خَبُثَتْ نَفْسِي وَلَكِنْ لِيَقُلْ لَقِسَتْ نَفْسِيḢ hadîsiyle taʹbîr-i mezkûrdan nehy buyurdukları iki sebebe mebnîdir: Biri hubs ve habâset mâddesini istikbâh eylediği için ve biri müslim olan adam nefsine habâset nisbeti lâyık olmadığını irşâd içindir.

اَللَّقِسُ [el-laḵis] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Dâ΄imâ nâsa lakablar vazʹ edip hezl ve suhriyye eden kimseye denir; yukâlu: هُوَ لَقِسٌ أَيْ يُلَقِّبُ النَّاسَ وَيَسْخَرُ مِنْهُمْ Ve bir tarîk ve vetîre üzere müstemirr ve müstakîm olmayan oynak ve mütelevvin kimseye denir; yukâlu: رَجُلٌ لَقِسٌ أَيْ لاَ يَسْتَقِيمُ عَلَى وَجْهٍ Ve bir nesneyi çabuk fehm eden zîrek adama denri; yukâlu: هُوَ لَقِسٌ أَيْ فَطِنٌ بِالشَّيْءِ

Vankulu Lugatı - اللقس maddesi

اَللَّقَسُ [el-lekas] (fethateynle) Bed-hûy olmak; yukâlu: لَقِسَتْ نَفْسِي مِنَ الشَّيْءِ تَلْقَسُ لَقَسًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا غَثَتْ وَخَبُثَتْ

اَللَّقِسُ [el-leḵis] (lâm’ın fethi ve ḵâf’ın kesriyle) Halka lakab takan ve suhriyyeye alan ve mâ-beynlerin ifsâd eden kimse. İbnu’s-Sikkît eyitti: فُلَانٌ لَقِسٌ شَكِسٌ عَسِرٌ derler, bed-hûy maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı