اَلْمُرَجَّمُ [el-mureccem] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) Şol habere ve lakırdıya denir ki hakîkatine vukûf hâsıl olmaya, zann ve tahmînle söylenilmiş olmakla maznûn ve müştebih ola; yukâlu: حَدِيثٌ مُرَجَّمٌ إِذَا كَانَ لَا يُوقَفُ عَلَى حَقِيقَتِهِ
اَلْمِرْجَمُ [el-mircem] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) Be-gâyet yavuz ve şedîd adama ıtlâk olunur, gûyâ ki onunla düşman recm olunur; yukâlu: رَجُلٌ مِرْجَمٌ أَيْ شَدِيدٌ كَأَنَّهُ يُرْجَمُ بِهِ عَدُوُّهُ Ve şol ata denir ki şedîdü’l-vat΄ olmakla yürürken tırnaklarıyla yerin toprağını ve taşını geri püskürür ola; yukâlu: فَرَسٌ مِرْجَمٌ إِذَا كَانَ يَرْجُمُ الْأَرْضَ بِحَوَافِرِهِ
اَلْمُرَجَّمُ [el-mureccem] (mîm’in zammı ve cîm’in fethi ve teşdîdiyle) Şol hadîse derler ki hakîkati maʹlûm olmaya.
اَلْمِرْجَمُ [el-mircem] (mîm’in kesri ve râ’nın sükûnu ve cîm’in fethiyle) Şol kimsedir ki ziyâde şedîd ola, gûyâ ki ʹadâvet edenlere onunla recm olunur. Ve
مِرْجَمٌ [mircem] Şol ata dahi derler ki tırnağıyla taş atar, ziyâde sürʹat ettiğinden ötürü.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı