اَلْمَنْكِبُ [el-menkib] (مَسْجِدٌ [mescid] vezninde) Bedende kürek dedikleri kemiğin ucuyla kol başının kavuştuğu ʹuzva denir ki omuz taʹbîr olunur. Fârisîde dûş derler. Ve işbu مَنْكِبٌ [menkib] lafzı müzekkerdir. Ve
مَنْكِبٌ [menkib] Her nesnenin alargaca bir semtine denir, yolun bir tarafı gibi. Omuza مَنْكِبٌ [menkib] ıtlâkı bu maʹnâdandır. Ve
مَنْكِبٌ [menkib] Bir cemâʹatin ʹarîfine ıtlâk olunur ki umûr u mesâlihlerini müteʹahhid olan kimsedir; ikinci re΄îs olacaktır. ʹAlâ-kavlin مَنْكِبٌ [menkib] bir cemâʹatin zahîr ve muʹâvini olan kimseye ıtlâk olunur ki muʹtemed ve müstened olmakta omuz mesâbesinde olur, niteki رَأْسٌ [re΄s] رَئِيسٌ [re΄îs] ve يَدٌ [yed] نَاصِرٌ [nâṡir] için müsteʹâr olur. Müfredât-ı Râġıb’da رَأْسُ الْعُرَفَاءِ ile müfesserdir; yukâlu. هُوَ مَنْكِبُهُمْ أَيْ عَرِيفُهُمْ أَوْ عَوْنُهُمْ
اَلْمَنْكَبُ [el-menkeb] (mîm’in fethi ve nûn’un sükûnu ve kâf’ın kesriyle) Bâzû kemiğiyle omuz kemiğinin birbirine buluştuğu yer ki omuz başı demek olur. Ve
مَنْكِبٌ [menkib] Mürtefiʹ yere dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı